Tanı
Yanlış MR Yanlış Teşhis Yanlış!
Haliyle
Tedavi de Yanlış!
YGS-2012’nin MR’ı
Her yıl yükseköğretime geçiş sınav
sonuçları (YGS/LYS) açıklandığında, sonuçlardan yola çıkılarak Türkiye’deki
eğitim sistemi ile ilgili yanlış tanılar konuyor, yanlış yerden MR’lar
çekiliyor ve yanlış teşhisler konuyor. Teşhis yanlış olunca haliyle de önerilen
tedavi yöntemleri de Türkiye eğitim sistemindeki hastalıkları tedavi edemiyor,
iyileştiremiyor.
Bir kez daha yükseköğretime geçiş sistemini
ve sonuçlarının ne ifade ettiğini, belki de daha önemlisi neler ifade
edemeyeceğini anlatmak elzem oldu.
Türkiye’de ortaöğretimden (liseden),
yükseköğretime (üniversitelere ve meslek yüksek okullarına) geçiş, merkezi
sınav sistemi (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi-ÖSYS) ile ve merkezi
sınavlarla (Yükseköğretime Geçiş Sınavı-YGS / Lisans Yerleştirme Sınavları-LYS
ile) gerçekleşiyor.
Merkezi sınav ve yerleştirmenin nedeni,
yükseköğretime geçmek isteyen aday sayısı ile (talep ile), yükseköğretime geçebilecek
aday sayısı (arz) arasında birebir örtüşme olmaması, üniversiteli olmak isteyen
aday sayısının, üniversitelerdeki kontenjanların 2-2,5 katı olması.
Sınav
|
Giren Aday Sayısı
|
YGS-2012
|
1.837.737
|
Program Türü
|
Kontenjan (2011*)
|
Lisans
|
431.768
|
Ön Lisans
|
303.948
|
Özel Yetenek
|
23.952
|
Toplam
|
759.668
|
*2012 henüz
açıklanmadı.
Merkezi sınav ve yerleştirmenin nedeni,
yükseköğretime geçmek isteyen aday sayısı ile (talep ile), yükseköğretime
geçebilecek aday sayısı (arz) arasında birebir örtüşme olmaması, üniversiteli
olmak isteyen aday sayısının, üniversitelerdeki kontenjanların 2-2,5 katı
olması.
Kaldı ki, adaylarla kontenjanlar sayısı
birebir aynı bile olsa, çok istenen üniversite ve programlar (bölümler) için
yine de ya merkezi ya da üniversite-bölüm bazında bir sınav yapılması
gerekecektir.
Üniversite
|
Yerleşen Adayların
Başarı Sıraları Aralığı (2011**)
|
Boğaziçi
|
1-53.300
|
İTÜ
|
1-99.400
|
**2012 henüz
oluşmadı.
Kısacası, YGS/LYS’ler, Türkiye’de
yükseköğretime geçmek isteyen adayları önce sınav puanlarına (100-500
aralığında) ve başarılarına göre sıralar. Lise diplomasından gelen Ortaöğretim
başarı Puanı-OBP ve onun ağırlıklandırılmış hali-AOBP’yi (12-60 aralığında)
ekler. Sonra, bu puanlara göre merkezi tercih ve yerleştirme işlemi yapar. En
sonunda, bölümleri tercih eden adaylar arasından, kontenjan kadar yukarıda
olanlarını yerleştirir, altta kalanları da eler.
ÖSYM’nin bu sınavlarla ve yerleştirme
ile amaçladığı tek şey de budur; adayları sınav başarı sıralarına (puanlarına)
göre sıralamak, elemek ve yerleştirmektir. ÖSYM’nin de, ÖSYS’nin de bundan
başka, Türkiye’deki eğitim düzeyini ortaya koymak, üstün zekalıları ayrıştırmak
türü, amacı yoktur.
Adayların bu sınavlara girmekteki tek
amaçları, istediği üniversitenin istediği bölümüne girebilmektir. Bunun için de
amaçladığı şey, sınav sonucuna göre, orayı tercih edecekler arasında, puan
başarı sırasında kontenjan sayısının üstünde olmaya çalışmaktır.
Bu sıralar ve puanlar sabit değildir.
Her yıl sınav giren ve o bölümleri tercih eden adaylar, tercih ettikleri
bölümler için, elde ettikleri puanlar ve sıralarla yeniden oluşturmuş olur.
2012 henüz belli değil. LYS’ler de yapıldıktan, sonuçlar açıklandıktan, tercih
işlemleri bittikten sonra adaylarca sistem içinde sistem gereği belirlenmiş
olacak. Kamuoyu 15 Ağustos 2012’de ÖSYS-2012 yerleştirme sonuçları açıklanınca
öğrenmiş olacak.
Üniversite
|
Bölüm
|
Puan Türü
|
2011** Taban Puanı
|
2011** Taban Başarı
Sırası
|
Boğaziçi
|
Elektrik Elektronik
Müh.
|
MF-4
|
554.752
|
550
|
Boğaziçi
|
Fizik Öğretmenliği
|
MF-2
|
421.933
|
53.300
|
İTÜ
|
Endüstri Müh.
(İng.)
|
MF-4
|
531.962
|
4.020
|
İTÜ
|
Jeofizik Müh.
|
MF-4
|
363.128
|
99.400
|
**2012 henüz
oluşmadı.
Aynı amaçla sınavlara katılan adaylar,
mezun oldukları lise türleri (genel ve mesleki-teknik), lise alan türleri
(genel liselerde fen, Türkçe-matematik,
sosyal bilimler, yabancı dil; meslek-teknik liselerde de mesleki
alanlar), mezun oldukları yıllar, hali hazırda üniversite öğrencisi ya da
mezunu olup olmamak gibi birçok açıdan farklılıklar gösterir.
ÖĞRENİM DURUMU
|
YGS-2012
|
|
SAYI
|
%
|
|
Lise Son
|
762.852
|
42,70
|
Mezun
|
558.651
|
31,27
|
Üniversite Öğrencisi
|
329.438
|
18,44
|
Üniversite Mezunu
|
83.253
|
4,66
|
Diğer
|
52.346
|
2,93
|
Puanı Hesaplanan Toplam Aday
Sayısı
|
1.786.539
|
|
Ayrıca her adayın istediği üniversite ve
bölüm, bilinçli ya da değil, ilgisine, isteğine göre de farklılık
göstermektedir. Adayların büyük çoğunluğunun sahip oldukları akademik
düzeylerin de farkında oldukları (okul notları, öğretmen görüşleri,
okul-dershane-özel öğretmen deneme sınavı sonuçları) ve sınava yaklaşımlarını
etkilediği de ayrı bir gerçektir.
Bir de tercih edilen üniversitelerin
devlet ve vakıf olarak ikiye ayrıldığını, vakıf üniversitelerinde burslu
olmayan ücretli bölümlere olan talebin (çoğunlukla ekonomik nedenlerle) az
olduğu da bilinmektedir.
Sınavlara hiçbir amaç taşımadan, sınav
heyecanını görmek/yenmek, dalga geçmek, aile baskısı ile girmiş için girmiş
olmak, sistemi protesto etmek, üniversitede istediği bölümde okuduğu halde
dershanelerden ödül koparabilmek gibi birçok gerçek amacı dışında giren aday da
vardır.
YGS sonucu itibariyle hem Yerleştirme
(Y)-YGS-1-2-3-4-5-6 puan türü ile alan ön lisans programları için kullanılan
bir sınav. Aynı zamanda, içerdiği 4 testten (Türkçe-Sosyal
Bilimler-Matematik-Fen 40’ar soru toplam 160 soru) elde edilen net sayılarının
(4 Yanlış-1 Doğru eksiltmesi sonucu) LYS puanlarına da katılan bir sınav. Ayrıca
YGS, LYS’lere katılma hakkı kazananların da saptandığı bir sınav. YGS’de
herhangi bir puan türünde 180’i aşan adaylar LYS’lerden istediğine katılma
hakkı kazanıyor. 140-180 arası alanlar ise sadece Y-YGS puanları ile MYO ön lisans
programlarına (meslek liselilerin sınavsız geçiş hakkından arta kalanların
arasından) başvurabiliyor. 140 üzeri alan tüm adaylar isterlerse ayrıca ya da
aynı anda Özel Yetenek Sınavları ile alan yetenek bölümlerine
(resim-heykel-tiyatro-tasarım-spor vb.) de başvuru hakkı kazanıyorlar.
ADAY TÜRÜ
|
YGS-2012
|
|
SAYI
|
%
|
|
Yalnız Sınavsız Geçiş İçin
Başvuran Aday Sayısı
|
57.744
|
2,96
|
YGS'ye Giriş İçin Başvuran Aday
Sayısı
|
1.895.479
|
97,04
|
Başvuran Tüm
|
1.953.223
|
|
YGS’ye Giren
|
1.837.737
|
96,95
|
YGS’ye Girmeyen
|
57.742
|
3,05
|
Sınavı Geçerli Olan
|
1.837.344
|
99,98
|
Puanı Hesaplanmayan
|
50.805
|
2,77
|
Puanı Hesaplanan
|
1.786.539
|
97,23
|
Puanı 140 Altı Olan
|
187.587
|
10,50
|
Puanı 140’ı Aşan
|
1.598.952
|
89,50
|
Puanı 140 -180 Arası Olan
|
287.633
|
16,10
|
Puanı 180’i Aşan
|
1.311.320
|
73,40
|
Puanı 180 Altı Olan
|
475.219
|
26,60
|
YGS-2012’de, meslek liseli olup, sınavlara katılmadan kendi alanında
doğrudan ön lisans programlarına sınavsız geçişle yerleşmek isteyen 57.744 aday
oldu.
YGS-2012’ye girmek için 1.895.479 aday başvurdu, 57.742’si sınava katıldı.
YGS-2012’ye giren 1.837.737 adaydan 393’ünün sınavı (belge eksikliği, kopya
vb nedenlerle) geçersiz sayıldı. Sınavı geçerli sayılan aday sayısı 1.837.344
oldu.
50.805 aday, “puanın hesaplanabilmesi için YGS’deki 4 testten (her birinde
40’ar soru) en az 2’sinden 0,5’er net (4 yanlış 1 doğruyu eksilttikten sonra)
çıkaramadığı (ya da altında çıkardığı) için puanı hesaplanmadı. Böylece, puanı hesaplanan aday sayısı
1.786.539 olarak kaldı.
Puanı hesaplanan adaylardan %73,40’ı herhangi YGS puanından 180’i aşarak
LYS’lere katılma hakkı kazandı. Bu adaylar, aynı zamanda, 140’ı geçtikleri her
YGS puanı için ön lisans tercihi ya da özel yetenek başvurusu yapma hakkını da
kazandı.
Puanı hesaplanan adaylardan %16,10’u herhangi YGS puanından ancak 140-180
arasında kaldı. Bu adaylar, LYS’lere katılma hakkı kazanamadı. Bu adaylar,
sadece, 140’ı geçtikleri her YGS puanı için ön lisans tercihi ya da özel
yetenek başvurusu yapma hakkını da kazandı.
Puanı hesaplanan adaylardan %10;50’si herhangi YGS puanından 140’ı aşamadı.
Bu adaylar, LYS’lere katılma hakkı kazanamadı. Bu adaylar, (eğer meslek liseli olup kendi alanında ön
lisans sınavsız geçiş hakkını kullanmayacaksa) YGS puanı için ön lisans tercihi
ya da özel yetenek başvurusu yapma hakkını da kazanamadı.
Şu ana kadar sınavın MR’ını çekmeye çalıştım. Elbette eksiklikleri vardır.
Ancak ana hatları ile sınavın fotoğrafı, röntgeni, MR budur.
Şimdi bu MR’dan ne çıkarılabilir ne çıkarılamaz onu aktarmaya çalışacağım.
Ne Tür Çıkarımlar Yapabiliriz?
Adaylar:
- “Şu şu
testlerden istediğim kadar net çıkardım/çıkaramadım. Hedeflediğim
üniversite ve bölüm için LYS öncesi iyi bir avantaj yakaladım/yakalayamadım.”
- Bu şöyle de
olabilir: “Şu şu testlerden istediğim kadar net çıkardım, bu da iyi bir
puan ve başarı sırası getirdi. Rakiplerimin çok önüne geçtim.” / “Şu şu
testlerden istediğim kadar net çıkaramadım, bu da iyi bir puan ve başarı
sırası getirmedi. Rakiplerimin çok gerisine düştüm.”
- LYS öncesi
her durumda da yapılması gereken, yapılabilecekler var, adaylar nezdinde.
- (Eğer YGS ile
alan ön lisans düşünüyorsa), “Şu ön lisans programı için yeterli
olabileceğine inandığım puanı aldım / alamadım.”
- Bu şöyle de
olabilir: “Şu puan türünde iyi bir puan ve başarı sırası aldım. İstediğim
ön lisans programı için rakiplerime göre iyi bir avantaj yakaladım.” /
“inandığım puanı aldım / alamadım.” / “Şu puan türünde iyi bir puan ve
başarı sırası alamadım. İstediğim ön lisans programı için rakiplerime göre
dezavantajlı duruma düştüm.”
- Bunun
dışında adayların, “Şampiyon oldum. Çok mutluyum.” / “1.-2.-3. oldum,
dershanemden para/araba/ev ödülü alacağım. Çok mutluyum.” vb, yapabileceği
başkaca çıkarımlar elbette olabilir. Ama bunlar sınavın özü, amacı ve
uygulanma nedenleri dışında kalacaktır.
Liseler-Öğretmenler-MEB-İl
Valileri/ME Müdürleri:
- Durum
Saptama: “Sınav doğrudan liseyi ölçmese de sorular lise içeriklerinden
geliyor. Lisemiz/ilimiz/ülkemiz şu şu testlerden şu şu net
ortalamalarını/lise başarı sıralamasını/il başarı sırasını elde etti.“
- Analiz:
“Olumlu/olumsuz nedenleri ne olabilir?”
- Analiz:
“İçerik (bilgi-yorum gücü) eksikliği olabilir mi? Yeterince test tekniği
kazandırılmamış olabilir mi? Öğrenciler sınavı ciddiye almaları için
yeterince motive edilmediler mi acaba? Uygun sınav taktiği verilemedi mi
acaba?” türü sorular.
Ne Tür Çıkarımlar Yapamayız?
- “Şu kadar aday “sıfır” çekti, şu kadar aday
Matematik/Fen’den “sıfır” çekti. Ülkemizde eğitim içler acısı” çıkarımını
YGS-2012 sonuçlarına bakarak yapamayız. Bu durum gerçek olabilir. Bunu
mutlaka araştırmalı, gerçekse (ki öyle olduğu kuvvetle muhtemel) düzeltmek
için neler yapılması gerektiğini araştırmalı ve yapmalıyız. Ama YGS
sonucuna bakarak değil. YGS ile oynayarak asla.
- Çünkü YGS-2012 MR’ında da belirtmeye
çalıştığım gibi farklı okul türleri, lise alanları, ekonomik yapıları,
düzeyleri ve hedefleri olan 2 milyona yakın bireysel yarışçı ve bir
eleme-sıralama sınavı söz konusu. Binlerce değişkenin söz konusu olduğu,
bu tür yarışçıların olduğu bir eleme-sıralama sınavı sonucundan tek
değişken olan “liselerde verilen eğitim” ile “sınav sonuçları” arasında
ilişki kurmaya çalışmak tümüyle yanlış olmasa da bir hayli eksik
olacaktır.
- YGS’de şampiyonluklar ilan edilmesi,
ödüllendirilmesi, kamuoyunu bu kadar meşgul etmesi de doğru değil. Elbette
1.-2.-3. olan ya da ilk 100/1000/10.000 vb.’ye giren adayları kutlamak
lazım. Kendileri adına güzel bir başarıya imza atmış oldular.
- Ancak, YGS/LYS şampiyon çıkarmak için yapılan
sınavlar değildir. Tam aksine, amaç, öyle sorular sormak ki, 2 milyona
yakın aday bir yerde yığılmadan birbirinden çok uzaklaşamadan 1.’den
1.736.539.’ya kadar ayrışarak sıralansın, 160 soruda toplam 32 civarı net
çıkaramayacak ve 180’i aşamayacaklar LYS açısından elensin. Aynı şekilde,
160 soruda toplam 16 civarı net çıkaramayacak ve 140’ı aşamayacaklar
sistemden bu yıl için tümden elensin.
- YGS/LYS’nin sıralamakla ve elemekle
hedeflediği ise, fırsatta eşitlik sağlayarak ama adayların en yetkin
olanından başlayarak, en çok istediği üniversite ve bölüme girmelerine adilce
olanak sağlamaktır.
- Ayrıca, şampiyonluk şu açıdan da önemli
değil; girilmek istenen üniversite ve bölümlere baktığımızda 1’den fazla
(40-50-100 vb) öğrenci aldıkları için, en tepedekiler de bile giren
adayların 1. İle 550. arasında değiştiğini görüyoruz. Yani esas amaç
açısından 1. Olmakla 550. olmak, bu tür bölümler için bile önemli değil.
Bu böyle daha alt puanlı bölümlere kadar indirgenebilir.
- “Okullar bu işi yapamıyor” çıkarımı da
tümüyle yanlıştır. Türkiye’nin başarılı okulları (tamam bu da ayrı bir
tartışma konusudur: okullar en iyi öğrencileri aldıkları için mi
başarılıdır?) birkaç açıdan sınavlarda çok ama çok başarılıdır:
- İlk 3/10/100/1000/10000 vb baktığımız zaman
adayların liseleri başarıları tartışılamayacak kadar üst düzeyde olan
Fen/Anadolu/Özel Yabancı/Özel Türk liseleridir.
- Bu tür liselerde barem altı kalan öğrenci ya
yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Olanların da yurt dışına gitmek,
özel yetenekli bölümler istemek gibi nedenleri olduğu okul verilerinden kolaylıkla
görülebilir.
Sonuç olarak, bu sınav arz-talep dengesizliği nedeniyle (ya da çok istenen
yerler için) yapılan ve yapılmaya da (önemi ve fetişizmi azalarak elbette)
devam edecek bir sıralama-yarış ve eleme sınavıdır.
Bu sınavlara bundan daha fazla anlam yüklemek, yanlış hadi iyimser bir
yaklaşımla eksik çıkarımlar da bulunmak doğru değildir. Hele, bu sonuçlardan
yola çıkarak eğitim sisteminin tümü üzerinden yargılara varmak, önerilerde
bulunmak tümüyle hatalıdır. Kaldı ki lise eğitimi sadece akademik başarılardan
özellikle de çoktan seçmeli yeteneklerinden oluşmuyor. Lise eğitimi, özgüven,
iletişim, kendini ifade edebilme, sunum, analitik düşünebilme, ekip-takım
çalışması, hoşgörü gibi bireysel yetenek ve özellikler, sanat, spor, kültür ve
teknoloji gibi birçok alanda da bireysel bilgi birikimi ve deneyimler
kazandırmayı da içerir, içermeli.
Elbette, eğitim sistemimizin de fotoğraflarını çekmeli, hata ve
eksikliklerini saptamalı ve gerekli önlemleri tartışmalıyız.
Bunun için okul sınavlarını kullanabileceğimiz gibi, il bazında, ülke
bazında ders ya da okullar düzeyinde standart hale getirilmiş sınavlar
yapabilir ve bunların sonuçlarını kullanabiliriz. Sınav dışı yöntemler
geliştirmeli, gözlem, aday-veli-öğretmen-yönetici-iş dünyası memnuniyet
araştırmaları da yapabilmeliyiz. Bütçe-kazanım dengesi, ayrılan zaman-kazanım
değerlendirmelerine mutlaka yer vermeliyiz.
Ama asla tek başına YGS ve LYS’leri değil.
Oktay
Aydın
Kariyer
Danışmanı